Son zamanlarda kızışan bulut bilişim (cloud computing) pazarında sivrilen iki rakip, Google ve IBM Lotus Live oldu. İki taraftan da "Google'a geçmenin 37 yararı", "LotusLive Google'ı 5-2 yendi" gibi onlarca basın bülteni yayınlandı. Biz de bunlara Türkiye özelinde bir ekleme yapalım dedik... Türkiye'den belli Google servislerine erişemiyoruz. O zaman Google'a geçmek riskli bir karar değil mi? Tabi bu işin şakası. Ne yazık ki asıl hikaye çok acı...

Bilindiği gibi YouTube yıllardır kapalı. Sürekli yaşanan tartışmalar arasında, Deniz Baykal'ın görüntülerinin yarattığı fırsat 'yetkililer' tarafından kaçırılmadı ve bir kaç yeni site daha kapatıldı. Video paylaşım sitesi Metacafe, görüntülere haberlerinde yer veren İspanyol El Mundo gazetesi kapatılan sitelerden yalnızca ikisi. Özgür Uçkan'ın BTHaber'de yayınlanan yazısı çok güzel.

Önceleri bu kapatmalar DNS seviyesinde yapılıyordu. OpenDNS ve Google DNS gibi genel sunucular kullanılarak yasak aşılabiliyordu. Bunu farkeden 'yetkililer' hemen karmaşık cihazlar satın alarak IP bazında bloklamaya başladılar. Bu doğrultuda geniş bir IP bloğu daha 31 Mayıs tarihinde kapatılmış oldu.

Fakat bu IP blokları kapatılırken, aynı bloklarda bulunan GoogleApps sunucuları da yasaktan etkilendiler. Bazı Google servislerinde erişim problemleri yaşandığını öğreniyoruz.

Şimdi ilginç bir problem ortaya çıktı. Bu servisleri ciddi yatırımlar yaparak kullanmakta olan şirketler bu yanlışlıktan etkilenirlerse ne olacak? Muhtemelen sözleşmelerde 'ağ problemleri' Google sorumluluğu dışındadır. 1000 kişilik bir şirketin mesajlaşma sistemini Google'a taşıması yaklaşık 100 bin dolar civarında bir yatırım içeriyor. 'Yetkililerin' sorumsuz kararları bu paraların çöpe gitmesi mi anlamına geliyor?

Bu internet sansürleri konusunda ne zaman bir mentalite değişikliği olur bilinmez. Bu, kazananı olmayan bir savaş haline dönüyor...